25 Mayıs 2010 Salı

Elde edilme cesareti !

Dudaklarımda dolanan yalanlar var dilimi kramplara uğurlayıp yatak altımda sürünen.Gecenin tahmini yırtık düşlere siyah satarken basılmış kırmızı koynumdaydı saatin dip köşesinin lacivertinde üzülemedim bile ! Kopardığım tırnaklarım satır aralarına saklanan ruhların birleşmeye çabalamalarından. Sesi yüksek bir fahişenin parayı bastırıp kraliçe taçı almasına benzemiyor.Derinlemesine huzur kaybı var. O geliyor yine gölgelenmiş gözlerini bedenimde gezdiriyor. Ruhsuz diyorum onlarada anlamıyorlar.O zaten ruhmuş.. Ruhun ruhsuzluğunu ruhumu çıkardıklarında anlayacak beyinsizler ! Başım önüme düşüp bileklerimi kavrayan ellerini hissettiğimde nefesindeki ikna tonu bedenimi uyarmıyor adeta nefretimi cehennem kapısından kürek yollamaya gönderiyor.Kus lanet herif inleyeceğine kus !
Gitti..
''Sol elinizle tuttuğunuzu sağ elinizde becerin ! Etrafınızda uysallıkla toplanmış insanlara da söz hakkı verin '' dipnot olarak elimden düşen bir kağıtta yazıyormuş salak herif koşar adımlarla yakaladı beni ..
Ruhuma sızan bedensel insanlık dürtüleri var gülünç ve rahatsız edici.Ruhumu karıştırıyor git burdan adına ad karaladığım uzun zamandır yoktunn git şimdi.. Duygusal normların önceki belirtileri böyle değildi. ''Ne oluyor bana '' Tabi ki sormadım ...
Biri ya da öteki .. Öteki ya da diğeriyle yer değiştirdiğinde nefesimde kımıldayan altı çizili insanlar koyu renkte birbirlerini boğazlıyorlar ne güzel bir durum değil mi kırmızı kayıp hala ?!
Yeni yürümeyi öğrenen bezli çocuğa birde emeklemeyi öğretme çabasındayız söylesenize küfürlerinizin kaçı sevişme sırasında burun deliklerinizden solurken agız denilen o koca salyalı çenenizden dökülmüyor !
Kapımı kapatmıştım, yeniden açtım bu defada ses çokmuş..

Kapıyı aralık kitledim ... Huzurluyum ! 

Dipnot// Elimde olsa kollarımı sana sarardım diyen birinin ellerinden beklenilmeyen arzu.. .Neyse o anladı !






Toz bulutu gökyüzünün tabiata bulanmış halisin mısır.. Kum tanelerinden efsane yarattılar yarattıkları her efsanede boyunlarını kaybettiler.Kumlarına en merhametli ananın sütünü gögüsünden içirmek için yaşıyorum .. O .O


Orflem Owoh
25.05.2010
Zamansız.





http://www.facebook.com/note.php?note_id=119855078053600



8 Mayıs 2010 Cumartesi

‘G’eçmişin ‘G’izemli ‘G’ünleri…

Tırnaklarını bedeninden ayırmakta güçlük çektiğim sabahı çiziyorum saçmalık eserlerime..Gece karanlığından kalma yeşil duygular akıyor silik gölgemden..Son vermek için biriktirdiğim bütün hatırlar hatıralara tuzak kuruyor.Kesik parmaklar ayak bileklerinden erkeklik organına ulaşma çabasında..Donuk kanları gözyaşlarınla sulandırıp damarlarıma enjekte ediyorum.Bedensel hazlardan uzak bir düşü ankarada büyütürken uyanıyorum.Karanlık,kış soğuk düşlerle bedenimizi kaşıyor.Cümleler çene tekrarıyla düşüyor burunlarımızdan.Saç tellerin gitarıma yaslanıyor sonsuz bir melodiye vuruyor etlerim.Avucumdan dökülen parmakların topuğundan kulağına boşalmak üzere yalanları yalıyor.
’G’izli,’g’üzel,’g’ündüz,’g’izem.. çaldığım başharflerin kelimeleri dans ediyor zihnimde uzak durun benden ‘’ ‘g’eçmişin ‘g’izemli ‘g’ünleri ‘’ ben sadece gülümsemek için çaldım (g) başharflerinizi ..Gece bedenime musallat olan tırnaklardan kitap kitap aralarında ayrılmaya çabalamıyorum artık! Çaldığım harflerden aldığım emanet gülüşleri yırtıyorum dudaklarımdan.İstifa ediyorum palyaço duruluğundan.Sadece bir gün daha katlansam emekliye çıkacak adım.Koca adımlarım altında ezdiğim iri dudaklı kadınlara ihanet borcum kalmayacak…Zaman yeniden avuç içinden doğmaya başladı.Rüzgar sesini özgür kılıyorumm..
‘’Geçmiş her an değişiyor.Duyguların düşüncelerini esir aldığında geçmişten insanları tanımama yolunda gözlerini aralarsın.Geçmiş her an değişiyor.Yönsüz rüzgar okyanusları terkedip bedeninle sevişmeye başladığında.Kelimelerine boğulup bedeninden vazgeçtiğinde geçmiş hala değişyor olacak.. ‘’Yazılmış ülkelerin ütopik insanlarıyız.Boş dolu bir bardağı renklerimizle boyamaya kararlı !
Hızlanan yavaşlıyor..hızlanan duraksıyor..hızlanan son veriyor.. hızlanan hızlanıyor…
Kalemimden bir kalabalık eksikti yalnızlık çevrelemiyor ama kalabalğımda yok.Yaşam belirtisi görebilseydim ya hani bir iki damla aksaydı gözyaşlarım..Bedenim titreseydi veya gözlerinde yalanlarının sevişmeleri değilde aşkı görseydim…Tüm bunları dudaklarıma diktiğim yamalı tebessümler ilk defa suratımı böylesine benimserken yapamam.Üzgün olmakta isterdim ya hani insan gibi yalanda söyleyemiyorum ya senin gibi daha fazla karşımda kalmana gerek yok diyorum..
Sabitleşen bakışlarının dalgınlığında üretilen onca kelimeyle zihninde tekrarlanan o isme karşı neler verebileceğini bakışlarını sabitleştirerek tekrarla bir kez daha ! Verebileceğin ne olursa olsun hiçbir zaman sen olamayacaksın !
Aslında zamandı unuttuğum..Dün yüzün kapandı dünyaya..Dün kalemin kırıldı nefesinde..Dün kendine uğradın bir pencere kenarında..Dün sonsuzluk aktı kitabından..Dün sen ölümün geçmediği meyhanelerde içtin..Dün hayata sövenlerdendin.Dün kağır parçasına sümkürdün duyduklarını..Yarın kimseyede güvenmeyerek gülümseyenlerden olacaksın…Yarında nefes alacak zaferin bayrak diktiği tepeyi kutsal kılacaksın…Yarın hiç görmediğin bir yerde sevişeceksin…Sakladğım birinden saklanan zamanın saklambaç oyunları bunlar..


İnliyor girdiğim her kapı avuçları kanatırcasına… ‘G’ayet ‘g’üzel ‘g’ ülümsedin ‘g’izlenen 'g'üçlü 'g'erçek… (Gülümsüyorum benimsenen suratımla.. )

G._._._._._ (!)

Orflem OWOH 

Tanrılaşan Huzur

Tanrıya kemiklerden bir tutam et yaptım
Kokusunu çekti ruhani bedenine
''İnsan..Susmayı öğrenmeli'' dedi..
Parmakları kesik, avuç içinde göl vardı.
Derinliğinde kaybolunmayacak mavinin saçları uzundu.
Kabuslarına kemik dikili yaşamlar fısıldadı kulağıma
Karamsarlığını saçlarına doladığını itiraf etti.
Kağıtlardan suratlar boyamıştı.Şaşırdım!
Gördüm,ruhani bedene dokundum korkmadan..
Tırnaklarımı uzattım.
Öfkesini iliklemiş kural bozmayan beyfendiydi sanki !
Sayısız bacaklardan düğümler örülüyor
Saniye üzerine salise işlerken.
Kalemler dile geldi evren tabiatını reddetti
İnsanlık yarabandlarını çıkardı
Acı veren derilerinden korku yok artık !
Gözlerini merakında gizleyen güzler gördüm.
Soğuk, ağlarcasına titreşen üşüyor tanrı
Bensizliğimi gördüğünde agladı susmadı tanrı
Avuç içindeki göl boşalmaya başladı..
Parmaklarının üzerinde sarktığı tabanını gördüğümde
...



Orflem OWOH
31.03.2010

Seyrelti haykırış..

Ezber parmakların akıldan yoksul benlikleriyle yarışım engellendi.Yamulan dudaklarıma sallanan başlar susan gözler gerçeği saklarcasına mimiklerini kaybettiler.Çizgisel hayatın doğrusal varlığı kalemim satırlarıma ağlıyor.Teselli cümlelere sarılmadan daha çok akıtıyor...
Ruhum tırnaklarımı zorlayan soyutken bedenim somutlaşmayı red edecek kadar yüzeyselliğin altında ! Susmayı başaramayan dilimde kendini saklayan gözlerimi bastırmaktan parmak uçlarım acı çeker oldu.Sen susma !..

Bedenime geçirdiğim tırnaklarım...

Sisteme dayatılan akıllardan hücrelere kapatılan bedenlerden sıfatlaşmış basamaklardan adımı siliyorum..Yüzsüzlüğün yüzleri korunaklı hale getirmek için verdiği mimiklere karşı yanılgılarından doğru olanları sıfırladığı hala tartışma konusu! Bedenim kaybolmayan bir akım arıyorken ruhum köşe başlarını mesken tutmuş! 

Kollarda unutulan zaman dilimi duvarlarda idam edilmiş.Dakikalara boğulmuş yaşamlar..Saniye kaybında özlenmiş bedenler.. Saatlerce kurulan planlarda kaybetmiş kendini ! Kareler arası doldurma hikayeler rüyalarda yaşama hakkı dilenmiş.Bozukluklarınız beğenilmiyor sıfatınız kayık.Sınırlarını karşılıksız savunan bedenlere farkındalık kusmuş dudaklar..Gözlerin takip peşinde nefes verdikleri aşklar ölü bulunmuş ağlayan kalplere hayat öpücüğü ibne dudaklardan aktarılır olmuş..
Umursamaz beden odayı terketti.. Ruhumda gezinen o telaş hala nefes alıyor.. Ben.. ben...
Kulakları duymuyorum...
Gözleri görmüyorum..
Dudakları öpmüyorum..
Elleri tutmuyorum..
Ve artık ben...

Orflem OWOH
06.05.2010
08:08

Anne !

* Şimdi heryerde anne tavırlı insanlar dolanıyor. Ben baba kılıklı annelere aşık oldum, anne olmayı red edecek kadar ötekileştim.Sebebin sevimsizliğinde satır aralamaktan korkup kapı arkaların saklandım hep.. Anne tadında önüme sunulan kadınları öptüm.Dudakları yanağıma çarptığında ürpermedim anne.Kokunu bilmediğimden her kadında tanımadığım onca dokuda anne kokusu arayacak kadar annesizdim anne ! Sevgiler kalmıyormuş sevgide yokmuş aslında ..Dişlerimin dudaklarımı acıttı bir gündeyim mimiklerini incelediğim herkes bensizliğimde uyuyakalmış.Bugün varolmasını istemediğim bir gün .. Kadınım annemi soruyor bana annem sensin diyorum.. Bakışlarını kaçırıyor .. Ahh annemm..
* Çakıl taşıydı dizimi acıtan ama onlardan kaçıyordum ‘’piç’’ diye kovalıyorlar beni dar sokaklarda .. Anne babamı terkedip giderken beni düşün(medin) ! Sussamda seni yaşattığım şeylerde beni büyütmeni sevsemde onlar bana tokat atarcasına piç diyorlar .. Bu daha çok acıtıyor sana anne derken içimdeki nefretin sıcak dokunuşları sarıyor bedenimi sol gözümün ağrısı geçiyor.Sen yoksun ve yarın anneler günü ben sokağa çıkamam babamın elini tutamam ki o anne değil karşıdan karşıya geçerken parmaklarımı sıkıyor acıtıyor canımı baba ne yapıyorsun dediğimde acele etmeliyiz diyor.Sürekli kovalanıyoruz anne!
* Dört duvar arasında sensiz geçirmek adınla başlayan günü.. Duvarlarıma çizdiğim hayat dolu hayali sözlerin.. Kulağımda kalan sesinden canlandırmaya çalıştıklarım bugün 4ncü senem annem hala tek kelime etmeden susuyorsun ben hırsız değilim, ben katil değilim, ben o büyütemediğin çocuğunum !!
* Yarın mutlu olduğum ailemle pikniğe gideceğiz.Anneler gününde annemi öperek uyandıracağım sonra kocaman sarılıp yanında uykuya devam edeceğim.. 


Anneler günü.. 

Orflem OWOH
09.05.2010
00:30