25 Aralık 2010 Cumartesi

Sizce ?

Tarikat yaşım yedi olmasına rağmen on sekiz yıldır nefes paylaşıyorum sizlerle farkında olmasanızda.Artık tanrı beni kendine gönderen bedenlerin beddualarını duymalı diyerekten deliriyorum.Sıkıldım acıktığımı sanıp buzdolabını açmaktan ve inadına olduğum bedene yalanlar eklemekten.Evet aşığım bu sonsuz kaosta var olduğunu sanan sürüngenlere.Yok olduğunu nerden biliyorsun diye başlamayın çenenize bir dikişlik daha yer açmak bileğimi zorlar bugün.Toplum düzeni içinde savaşıyormuşuz bak sen !
Karşı cinsten biriyle evlenmeliymişim, türkmüşüm, müslümanmışım, ögrenciymişim, ben on sekiz yaşında bir genç kızmışım hatta biliyor musunuz güzelmişim.. Pardon ama siz kimdiniz ?? 
Kendime baktığımı sandığım anda bile karşıtımı gösteriyorken ayna, anne baba sevgisi mutlakmış, vicdanım varmış benim ondan kaçamazmışım, uyumalıymışım günde ortalama sekiz saatten aşağısı kurtarmazmış,üniversiteye hazırlanıyormuşum ben kitap okumamalıymışım,odamı temiz tutmalıymışım bu arkadaşlarıma saygısızlıkmış...
Biliyor musunuz ??
Bunun yanında sevgilimi öpemezmişim dininizce günahmış pardon hanginiz müslüman kaldınız ? Sokakta ıslak ve çıplak dolaşamazmışım toplumu rahatsız eden bir davranışmış! Kırmızı ışık yandığında duran arabaların önünden orta parmağımı kaldırıp geçtiğimde rahatsız bu diye gülenlere son zamanda götümüde göstermek istiyorum aslında.Ben akıl hastanesinde yatamazmışım fazla uyumluymuşum,  cezaevine giremezmişim fazla ahlaklı ve kurallara uyuyormuşum? Ben  öğrenci sıfatı altında ezberletilen herşeye karşı çıkarak liseson kademesinde lise bir bilgileriyle dolanan ezigim, hocalarıma göre okula velim gelmeli onlarla görüşme yapmalılar ''yeniden nasıl kazandırabilinir topluma '' başlığıyla..
Bir çok konuşmanın ardından çevrilen bakışlara tepki vermem gerektigini söyleyen birileri var hala bu nasıldı biliyor musunuz ortaokuldan liseye geçtiğimde tepki vermemem gerektiğini söyleyip küfrün ve şiddetin faydasız çıkarımlara sahip olduğunu aşılamaya çalışmışlardı ozamanda dinlememiş söyleyenin yüzüne tükürmüştüm. Övünmek değil sadece aynı insanlar arasındaki tezatlıklar  şaşırmayın.
Hiç sevişmemiş insancıkların döl kokularında bir hayat sunulmuş bize ve kendi dölümden hamile kalmak günah sayılmış! Ben kızım ve kız arkadaşımın döllerinden hamile kalcam düşünce suçu işliyorum hadi beni içeri alın ! 
Transeksüel hiç arkadaşım yok benim ama ben biseksüelim.Tanrı inancım var ama küfür edebilirim ona onunla sevişebilirim bile,(deistim) gerizekalıyım ve mutluyum insanlara aşığım nefrete sahip olduklarımın yüzlerine kusarım iyi dinleyiciyimdir uyuklasamda karışık cümleler kurduğumu söyleyerek rahatlar insanlar alt katımda biriken ruhları herkes bilir aslında çöp kutumda olmak yerine orda olmak için çaba harcarlar nedense ? Gerçekten neden sizce ? Benden akıllı insanların sınavlarına tabi tutuluyor bedenim misal üzerine masallar eklenip benim tekrardan gerizekalı olduğum sonucu çıkıyor ortaya beni içeri alın diyorum yorumsuz kalıyorlar.Yine kendi sonucuna ilerlemek üzereyken ayaklarımı çeviren birini bulmuşken hangi iki ihtimalin üçüncü gözünü açmalıyım sizce ?? 

Orflem Owoh

İki harf eksikti adın kendimden ben yine de sen dedim !

Uykuya vuruyor güneşimin aşkları. Yorugunum, düşündüğümü unutmaktan gördüğümü hatırlamamaktan... 
Her kokuda irkilip bedeninin tadını duyumsamak, günlerin sakin yoğunlunu bedenime işliyor olsada ben bir tek seni unutmayı ihanet saydığımdan nefes aldıkça acının yerini kontrol ediyorum.
Senelerin oyunu hafif kalıyor saniyeler dakikalarını dikerken yokluğuna.Gözyaşlarına tanıklık edenlere biriktiriyorum bütün nefretleri..Sen soyunuyorsun baş harfinin masumluğu karşında sen çıplak sen umursamaz..
Sanki sözlerin, saınırlarını hatırlatmak için diziliyor adımın ucuyla tuttuğun hayatına!  Özlediklerinin acısını tebessümlerine ödetmek istercesine ayağa kalkıp uzaklaşıyor hayatın anlamları.Sen bir kez daha pişmanlığın kapısını yumrukluyorsun gözü yaşlı..Kavramlar arasında yaşanan anlaşmazlıklara bile dahil edilmiyor varlığının yalancı şahitliğini.Pişmanlık, ihanetlerine geçmişi yalatmanın zevkinde. Sen varlığına yokluk dilenmeyi bırakmadığın aşkların kucağında nefessiz kalırken kalemlerim sayfaların üzerinde parmaksız..
İzlerin kalınlaşıyor,
Kokun dağılıyor hayatıma..
Adın karışıyor sayıklamalarım arasına
Sen...
İki harf eksikti adın kendimden ben yine de sen dedim !
Ayna karşısına geçiyorum kendime bakan gözlerime bakıyor olmanın sensiz acısında kıvranan bedenime aldırmadan.Doğruluğun yalan tohumlarını özenle seçip senden uzak bahçelere ektiren parmak uçlarıma yalanı ögretiyorum başkalarına ağlamadan dokunabilmek için.Kendimden eksiğe adım atmanın tarifsiz heycanında ayaklarımı yerden kesen sene dönüşüyorum birden. Susmadan suskunluğa itaat eden sesine bensizliğin ne demek olduğunu soruyorum. '' İki harf fazlaydı adın kendimden ben yine sen olmaktan korktum ! ''  Sonsuzluğa koşan adımlarının parmak uçlarından itilen bedenime bıraktığın son izler..Kendime dönemediğim o anın ezgisi..Sesinden sessizliğe alışkın olmanın '' Hoşçakal'' ritmiyle geceye karıştı korkularım kendimden iki harf eksik kalmanın tadıyla..


Orflem Owoh

Sessiz Sevişen Ezgiler 1

Yalnızlığını esir aldığım bilinç eksiği bedenlerin karşı cinsleri kapı eşiğimde.Ruhuma uydurulan yalanlar bedenimde esniyor.Dudak aramda yaprak, mızıka melodileriyle...Gökyüzünü kaplayan hayat, sınırlarının mahkum kelepçesizleri gökdelen topraklarını eşelerken uyukluyor.Sokak ışıklarını adımlayan dertler balkon keyfinde unutulan bardakların dudak payında çözüme yanıt arıyor.
 Şuanda varlığını sürüten bedenimin kalıp ayrımlarındaki yalnızlıkları ufalan bireylere nefes vererek suni dejavularımla ruhsal atamalarına suskun kalıyor.Kendini öpmeden gidiyor olman gözlerimi sıkıca kapatıp gözyaşlarımı yutmama sebep oluyor.Gamzen, gamzelerin, sesin ve sessizliğin yılların birikimine sahip olsada elleri yetmiyor bulunduğum yere...
 Gecenin uykusu kaçtığında yağmurlu hayallerimizi dilimizden çıkarabilseydik, beklentilerimizin durağında inmek zorunda kalmazdık.Aynı nefesi, en son beraber attığımız sol adımdan sol üst yanıma arkanı dönmeden koşarcasına uzaklaştığın o sokakta hapsettim ben. ''Kendime dönüş yolunu karıştırmış olmalıyım her hücrem adına kelepçeli'' bileklerimden çekip kaç yabancıyı işlediysende paslı hayatınla hücrelerime o kelepçe açılmadı! Birbirini tanımayan iki gece hatıramda tüm kokusuyla tek parça korku taşımadan sevişen. Dört yanımız duvar üzerimizde yabancı sesler ellerim tüm fazlalığından kurtulup çıplak bedenine dokunuyor.Soluksuz nefeslerimizi an kaybetmeden paylaştığımız inlemelerine sadece her hücremin eşlik ettiği açık ve tetikte kalması aşk tarafından bir emir olan gözler bakışlarımızdaki arzuları itiyor sonsuzluğumuza.Dudağından bir parça kanı emip kapıda takılı kaldığım an kokunun acımasız gerçekliğinde titredi sesim...
Bir başka ayaz gecesi uzaktan duyulurken ezgilerine sadık sesin kokuna sarıldı bile kendim.Adımlarının geride bıraktığı tırnak yiyen çocuklar arkanda ses kaybına uğramakta.Sen yanımdan geçmek bilmeyen zamanların ağırlığında geçerken kelimeler yenik...Ruhsal dalgalanmanın takvim yırtan rüzgarında üşüyen ellerini kalbime koymak ister misin diye sormak içindi gözlerinle gezdiğin her harf dilini es geçen her hece..

Ruhsal dalgalanmanın takvim yırtan rüzgarında üşüyen ellerini kalbimde saklamamı ister misin ?

Orflem Owoh
07.12.2010

Şeytan üçgenin geri dönüşümle savaşı...

Kırmızı...
Tek nefes mazinin tavan arasını gezen odalardan yükselen sesin, sen hangisindesin nefesini duyamadığım gibi sesinde sağır oluyorum.Geceden kalma iki kelime yarı aydınlık şehirde dağınık saçlarımı doluyor bileklerine.Yeryüzünün ıslak hatırası bulutların yağmurundan seni diliyor.Dilimde kalbe masallar dilimde ayrılığa yalanlar, sana aşk var... ! 
Ben onun zamanında kaybederken kendimi senin ellerini tutmanın acısını yaşamıyordum.'' Her aşk bir orospu yaratır'' telafuzunda zorlandığım aşkı rüyalarına kabus olarak üflememeyi öğrendim.Söz verilen sözler dışında yasaklanan olmanın kırmızısına boyanıyorum.Sıradanlaşmak için siyaha bulunduğum tekliflerin namusunu kaçırdım.Asıl kısmetin fırçasını kırıp rengini tahminlerimde tutmanın uyku aralarıma sıçrayan korkusunu bünyemde öldürmeye karar versemde ben ölüyorum ! 
Kanımda gezinen biri birilerinin intikamını namus bellemiş.Dalgın bir ilgiyle onu izlemekteyim.Ürküp,korkumu ellerimde tutarak gözlerinin ihanet kırmızısına çelme takıyorum.O artık sen...Kokusu ele veriyor seninle olan mesafesini.Bana dönenlerden biri sen, ona dönenlerden biri ben...Adımlarımız susuyor rengini aşka adayanların içinde..Biz, üç tekil şahıs ardından gelen ikili özgürlüğümüze kadeh kaldırıyorz...Fonda kırmızı sesinde mutluluk..
Aşkın çizgisini silerek geri dönüyorum kendime sana geldiğim yollar izlerimi emiyor..Artık yalanımmm ! 

Orflem Owoh

Sürünüyor bir ben..

Ellerime bulaşan sesler etinde kalan aşkların kokusuna sessiz inliyor.Kalbime sarılan acının aşkına dokunuyorum.Sertleşiyor parmakların,saçlarım çekiliyor.Kolunu kavradığım insan,dudaklarımı omuzunda bırakmanın hüznünü unuttum.Parçalanıyor anlar sen, o, ben..Dişleri arasında dolaşıyor dudaklar kelimeleriyle sevişmeden önce ıslaklığını tatmak istercesine.. Uyanmak üzereyken leşler,seri hareketler izliyor adımlarımı, duramıyorum.Suratımın çekingenliğine tokat vuran kelimelerimi duyanların mimik kaygısına ellerimin edepsizliği de dahil oluyor.Açık durmak için direnen gözler doyumsuzluğunu dişlerimi kitlercesine bedenime yapıştırıyor.

Artıyor sesler..

Soğuk bakışların nefretini sokak ışıkları dağıtamaz iken dudaklarımın acısını nefesin öpüyor.Kendime dokunuyorum,sana bağışladığım hazların gelirine iniyorum; gözler, nefessiz bedenler, duygulu aşklar..Karışıyor geçmiş.Geleceğimden geçmişime geçtiğim kaçıncı köprü bu sallantıda bedenim..Çığlıkların sarıyor ruhumu irkiliyorum parmaklarım içinde kıvrandığın sen çekemiyorum ellerimi ama sen sen de nereden çıktın?!

 Islaklığına dokunan son dudak izlerim olduğunu  bilmek kadar gerçekti sessizliğin ışıklarında kaybolan bedenim..

Orflem Owoh

Tam söyleyecektim !

Bilmediğin kadar bildiklerim var aslında adında.Bedenine sakladığın nefret, okuduğunda geçtiğin satırlarım kadar sert.Uyduruk iki çizgiyle ilerletirken hayatını bir çanta dolusu geçmişin omuzunu incitir taşıma.Çamaşır ipine astığın ıslak özgürlüğün buruşmuş kağıt sesleri çıkarıyor bu kadar oldu mu gideli !! Geçen saniyelerde beynimi siken bu korna seslerinden birinde bedenini yalayan biriyle tanıştım dizlerime kadar yalana battığımı söyleyen sen spermlerinde yüzdüğün herifinde yüzüne işemişsin ! Bedenini süzdüm giden sevgilinide biliyorum gelenide seni spermlerinde zevkten inleten ve ruhunu becerenide ! Ne çok şey bildiğini sanıyorsun derdin üstüne eklediğin cümlelerden kelime ayıklayamıyorum kimliğini deşifre etmemek adına.. Ama susamazdımda .. Anılarına vurduğun asma kilit ve zincir patladı .. Ruhumda huzur dolaşıyor kapıları açtığımda içinde bulunanın bu olduğunu zaten biliyordum.Bir iki konuşma ardından kahve telvesi yalayışında var senin ondan kaçtıklarında sığındığın heriflerin koltuk maceralarında. Damla düşmez bir kış gecesinde bacak arandaki gözyaşlarıyla ıslanmıştı yüzü resmetmiştim bunu hala durur bir yerlerimde orasında bir düğüm oluşuyor isminiz başharfinde sen ile ben iken konu nasılda o ve sen oldu bak ! Sürtünmüyor kelimelerimde ismin artık bedenin sürterken kadından bozma erkek türleriyle bir hikaye evde oturamayacak kadar sakallandın ! Yorulunca sığındığın,ağlayınca iç çektirdiğin,sorularının her birine soluksuz cevap veren adama adamsızlığını göstererek, bedenine kumaş elbiseler dikip ruhunu demirlemiş herifle sevişip tekrar o hayallere dalarak uyumayı sevecek kadarda keşfetmişsin özgünlüğü ! Bir plan yapılır üzerine ihtimal olarak sadece sen ve o dikilirdiniz bakışlarındaki rengin bedenine karışmasını çok anlamlı bulurduk bulutlar vardı sonra parmak ucunda dönerken sen bulut rengine karışırdı bakışları yumuşaklığını hissederdim.Şimdi nerde diye sorduğumda çantanın en kirli yerinde boşalttıklarının spermleri arasında nefes almaya mahkum olduğunu öğreniyorum ne zevk verici ! 

Sana biriktirdiğim herşey sustuklarımla birleşecek bir gün gördüklerim ve sakladıklarımda hikayenin hikaye olmadığı kısımda iğneleyecek düşünce balonlarını ! Artık geç .. Orospuluğuna sürülmüş bakirelik yapışkanlığını kaybetti dümbüklerinde spermleride yenileyemeyecek ! 


Açılmamış kutu ..

Orflem Owoh 
02.06.2010
22:00

Yaz

 Yıldızları çalmış güneş geceye utanmadan sevişmeyi öğretmek için. Tutuklu şuan. Kalbinden kayar gecenin vakti dolmadan aşkları az bulunur yıldızlar. Sen kahve kokusunda çekerken dudaklarını dişlerimin arasından giyinişinden ben utanırdım!
Ertesi günün ıslaklığında telaşla kapını çalıp bin bir kelimenin donuk bakışların arasında dudaklarımdan dökülüşüne hayretle gülerdim. Kırık ses tonuna bulaşan çocukluğummuş haklıydın. Hala büyüyemiyorum. Kayıp sokakların sararan güz yapraklarıyla dolu köşesinde kendimle büyümeye çalıştığım zaman dilimleri yuttuğum, terleten kelimelerle yok etti kendini. Henüz tatmadığım aşkların bitişinde ağlayıp, rüyalarında gülmeye çalıştım. Sırlarını paylaşanlara mutluluk vererek acılarını aldım. ‘’ Acılarınızla mutluyum’’ derken sizi savunabilir kıldığım için olduğunu anlayamamanızı da anlıyordum.
 Bazen daha geçmişten bir anahtarı şimdinin kilidini bozarken bulursun. Çocukluk aşkların harf bilmezliğin de sürünürken. Anla anıların çıplak kalbini sus ve dinle diyen bir çocuk kavrar elini sıkıdan sıkıya. Her defasında kendini tanıtır sana.
Uyumadığın sabahın gecesinde utangaç dokunuşların merakı sarsar bedeni… Çalmaz kapın… Küçükken olmaz dediklerini büyüdüğümde eksik gördüm hep. O yüzden yamalı durur olmamışların giysileri üzerimde! Çalmayan kapımdaki silüetin kararsız sesini hala unutmadım. Geçmişte unutmadığın birkaç şey söyle derler ya şimdileri kalıcı sanarak sende yaz istersen..
İlk gün yatagında saçların dağılmış anlamsız ve uykulu gözlerini ovalayarak bana bakıyor olmanı özledim..


Orflem Owoh