Benliğimi satıp kiraladığım bedenlerle hayal ediyordum bu dört tarafı pürüzlü duvarları..Üstelik başucumda pencerem başımın altında kuş tüyü yastığımda vardı.Soğuk nefesim soluk yüzleri gezip bedenime çarpmıyordu ! Burayı tanıdğımı düşünüyordum ve beylik cümleleri kuruyordum.Sevgilimin sildiği kırmızı ojelerin gölgesinde..Ayak numaramın başparmağım ve topuğumun kapladığı alan olduğunu daha iyi kavradım.
Çatlamış duvarların inlemerini parmakuçlarımdan içime akıtıyorum.Kavramlarla teorilerle sınıflandırdığmız benliklere birde çıplak ellerle dokunuyorum.
Esneklik göstermeden kırılan hayatlar,bakış açısına göre şekillenmeyi terkettiklerini,nefes almayı çoktan bıraktıklarını,insanlık çukurunun cehennemde çürüttüğü yapışkan sözleri pazularını çıkarıp gezinen varlıklara daha çok yakıştırdıklarını anlatıyorlar.Dışarda gösterisini yüzüyle yapan beyinsizlere oranla burdakilerin dünyayı kapalı bir alana taşımasındaki karmaşıklığın altında yer verilen acizlikleri çocuk dudaklarından dinliyor dalga geçip tırnaklarımı sevgilime uzatıyorum.Yeni bir renk tırnağıma bocaladığı..Ojelerim kuruduktan hemen sonra cesurca gögüslerini sergileyip tahmülsüzlüğünü başımı gögüsüne bastırarak gösteriyor.Onu yüzüstü yatırrarak sırtında dokunduğum her hücrede ben o çatlak duvarlardan içime işlenen inlemeleri yaşarken O avuç içi çizgilerimi diğer benliklerle kıyaslayıp potre değerlendirmesi yapıyordu.
Tek bir an o rengin kayboluş hikayesi..
Duvarmıydı dokunuşlarımda inleyen sevgilim mi hala kayıp o dize !?..
Orflem OWOH
01:05
22.11.2005
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder