25 Aralık 2010 Cumartesi

Sizce ?

Tarikat yaşım yedi olmasına rağmen on sekiz yıldır nefes paylaşıyorum sizlerle farkında olmasanızda.Artık tanrı beni kendine gönderen bedenlerin beddualarını duymalı diyerekten deliriyorum.Sıkıldım acıktığımı sanıp buzdolabını açmaktan ve inadına olduğum bedene yalanlar eklemekten.Evet aşığım bu sonsuz kaosta var olduğunu sanan sürüngenlere.Yok olduğunu nerden biliyorsun diye başlamayın çenenize bir dikişlik daha yer açmak bileğimi zorlar bugün.Toplum düzeni içinde savaşıyormuşuz bak sen !
Karşı cinsten biriyle evlenmeliymişim, türkmüşüm, müslümanmışım, ögrenciymişim, ben on sekiz yaşında bir genç kızmışım hatta biliyor musunuz güzelmişim.. Pardon ama siz kimdiniz ?? 
Kendime baktığımı sandığım anda bile karşıtımı gösteriyorken ayna, anne baba sevgisi mutlakmış, vicdanım varmış benim ondan kaçamazmışım, uyumalıymışım günde ortalama sekiz saatten aşağısı kurtarmazmış,üniversiteye hazırlanıyormuşum ben kitap okumamalıymışım,odamı temiz tutmalıymışım bu arkadaşlarıma saygısızlıkmış...
Biliyor musunuz ??
Bunun yanında sevgilimi öpemezmişim dininizce günahmış pardon hanginiz müslüman kaldınız ? Sokakta ıslak ve çıplak dolaşamazmışım toplumu rahatsız eden bir davranışmış! Kırmızı ışık yandığında duran arabaların önünden orta parmağımı kaldırıp geçtiğimde rahatsız bu diye gülenlere son zamanda götümüde göstermek istiyorum aslında.Ben akıl hastanesinde yatamazmışım fazla uyumluymuşum,  cezaevine giremezmişim fazla ahlaklı ve kurallara uyuyormuşum? Ben  öğrenci sıfatı altında ezberletilen herşeye karşı çıkarak liseson kademesinde lise bir bilgileriyle dolanan ezigim, hocalarıma göre okula velim gelmeli onlarla görüşme yapmalılar ''yeniden nasıl kazandırabilinir topluma '' başlığıyla..
Bir çok konuşmanın ardından çevrilen bakışlara tepki vermem gerektigini söyleyen birileri var hala bu nasıldı biliyor musunuz ortaokuldan liseye geçtiğimde tepki vermemem gerektiğini söyleyip küfrün ve şiddetin faydasız çıkarımlara sahip olduğunu aşılamaya çalışmışlardı ozamanda dinlememiş söyleyenin yüzüne tükürmüştüm. Övünmek değil sadece aynı insanlar arasındaki tezatlıklar  şaşırmayın.
Hiç sevişmemiş insancıkların döl kokularında bir hayat sunulmuş bize ve kendi dölümden hamile kalmak günah sayılmış! Ben kızım ve kız arkadaşımın döllerinden hamile kalcam düşünce suçu işliyorum hadi beni içeri alın ! 
Transeksüel hiç arkadaşım yok benim ama ben biseksüelim.Tanrı inancım var ama küfür edebilirim ona onunla sevişebilirim bile,(deistim) gerizekalıyım ve mutluyum insanlara aşığım nefrete sahip olduklarımın yüzlerine kusarım iyi dinleyiciyimdir uyuklasamda karışık cümleler kurduğumu söyleyerek rahatlar insanlar alt katımda biriken ruhları herkes bilir aslında çöp kutumda olmak yerine orda olmak için çaba harcarlar nedense ? Gerçekten neden sizce ? Benden akıllı insanların sınavlarına tabi tutuluyor bedenim misal üzerine masallar eklenip benim tekrardan gerizekalı olduğum sonucu çıkıyor ortaya beni içeri alın diyorum yorumsuz kalıyorlar.Yine kendi sonucuna ilerlemek üzereyken ayaklarımı çeviren birini bulmuşken hangi iki ihtimalin üçüncü gözünü açmalıyım sizce ?? 

Orflem Owoh

İki harf eksikti adın kendimden ben yine de sen dedim !

Uykuya vuruyor güneşimin aşkları. Yorugunum, düşündüğümü unutmaktan gördüğümü hatırlamamaktan... 
Her kokuda irkilip bedeninin tadını duyumsamak, günlerin sakin yoğunlunu bedenime işliyor olsada ben bir tek seni unutmayı ihanet saydığımdan nefes aldıkça acının yerini kontrol ediyorum.
Senelerin oyunu hafif kalıyor saniyeler dakikalarını dikerken yokluğuna.Gözyaşlarına tanıklık edenlere biriktiriyorum bütün nefretleri..Sen soyunuyorsun baş harfinin masumluğu karşında sen çıplak sen umursamaz..
Sanki sözlerin, saınırlarını hatırlatmak için diziliyor adımın ucuyla tuttuğun hayatına!  Özlediklerinin acısını tebessümlerine ödetmek istercesine ayağa kalkıp uzaklaşıyor hayatın anlamları.Sen bir kez daha pişmanlığın kapısını yumrukluyorsun gözü yaşlı..Kavramlar arasında yaşanan anlaşmazlıklara bile dahil edilmiyor varlığının yalancı şahitliğini.Pişmanlık, ihanetlerine geçmişi yalatmanın zevkinde. Sen varlığına yokluk dilenmeyi bırakmadığın aşkların kucağında nefessiz kalırken kalemlerim sayfaların üzerinde parmaksız..
İzlerin kalınlaşıyor,
Kokun dağılıyor hayatıma..
Adın karışıyor sayıklamalarım arasına
Sen...
İki harf eksikti adın kendimden ben yine de sen dedim !
Ayna karşısına geçiyorum kendime bakan gözlerime bakıyor olmanın sensiz acısında kıvranan bedenime aldırmadan.Doğruluğun yalan tohumlarını özenle seçip senden uzak bahçelere ektiren parmak uçlarıma yalanı ögretiyorum başkalarına ağlamadan dokunabilmek için.Kendimden eksiğe adım atmanın tarifsiz heycanında ayaklarımı yerden kesen sene dönüşüyorum birden. Susmadan suskunluğa itaat eden sesine bensizliğin ne demek olduğunu soruyorum. '' İki harf fazlaydı adın kendimden ben yine sen olmaktan korktum ! ''  Sonsuzluğa koşan adımlarının parmak uçlarından itilen bedenime bıraktığın son izler..Kendime dönemediğim o anın ezgisi..Sesinden sessizliğe alışkın olmanın '' Hoşçakal'' ritmiyle geceye karıştı korkularım kendimden iki harf eksik kalmanın tadıyla..


Orflem Owoh

Sessiz Sevişen Ezgiler 1

Yalnızlığını esir aldığım bilinç eksiği bedenlerin karşı cinsleri kapı eşiğimde.Ruhuma uydurulan yalanlar bedenimde esniyor.Dudak aramda yaprak, mızıka melodileriyle...Gökyüzünü kaplayan hayat, sınırlarının mahkum kelepçesizleri gökdelen topraklarını eşelerken uyukluyor.Sokak ışıklarını adımlayan dertler balkon keyfinde unutulan bardakların dudak payında çözüme yanıt arıyor.
 Şuanda varlığını sürüten bedenimin kalıp ayrımlarındaki yalnızlıkları ufalan bireylere nefes vererek suni dejavularımla ruhsal atamalarına suskun kalıyor.Kendini öpmeden gidiyor olman gözlerimi sıkıca kapatıp gözyaşlarımı yutmama sebep oluyor.Gamzen, gamzelerin, sesin ve sessizliğin yılların birikimine sahip olsada elleri yetmiyor bulunduğum yere...
 Gecenin uykusu kaçtığında yağmurlu hayallerimizi dilimizden çıkarabilseydik, beklentilerimizin durağında inmek zorunda kalmazdık.Aynı nefesi, en son beraber attığımız sol adımdan sol üst yanıma arkanı dönmeden koşarcasına uzaklaştığın o sokakta hapsettim ben. ''Kendime dönüş yolunu karıştırmış olmalıyım her hücrem adına kelepçeli'' bileklerimden çekip kaç yabancıyı işlediysende paslı hayatınla hücrelerime o kelepçe açılmadı! Birbirini tanımayan iki gece hatıramda tüm kokusuyla tek parça korku taşımadan sevişen. Dört yanımız duvar üzerimizde yabancı sesler ellerim tüm fazlalığından kurtulup çıplak bedenine dokunuyor.Soluksuz nefeslerimizi an kaybetmeden paylaştığımız inlemelerine sadece her hücremin eşlik ettiği açık ve tetikte kalması aşk tarafından bir emir olan gözler bakışlarımızdaki arzuları itiyor sonsuzluğumuza.Dudağından bir parça kanı emip kapıda takılı kaldığım an kokunun acımasız gerçekliğinde titredi sesim...
Bir başka ayaz gecesi uzaktan duyulurken ezgilerine sadık sesin kokuna sarıldı bile kendim.Adımlarının geride bıraktığı tırnak yiyen çocuklar arkanda ses kaybına uğramakta.Sen yanımdan geçmek bilmeyen zamanların ağırlığında geçerken kelimeler yenik...Ruhsal dalgalanmanın takvim yırtan rüzgarında üşüyen ellerini kalbime koymak ister misin diye sormak içindi gözlerinle gezdiğin her harf dilini es geçen her hece..

Ruhsal dalgalanmanın takvim yırtan rüzgarında üşüyen ellerini kalbimde saklamamı ister misin ?

Orflem Owoh
07.12.2010

Şeytan üçgenin geri dönüşümle savaşı...

Kırmızı...
Tek nefes mazinin tavan arasını gezen odalardan yükselen sesin, sen hangisindesin nefesini duyamadığım gibi sesinde sağır oluyorum.Geceden kalma iki kelime yarı aydınlık şehirde dağınık saçlarımı doluyor bileklerine.Yeryüzünün ıslak hatırası bulutların yağmurundan seni diliyor.Dilimde kalbe masallar dilimde ayrılığa yalanlar, sana aşk var... ! 
Ben onun zamanında kaybederken kendimi senin ellerini tutmanın acısını yaşamıyordum.'' Her aşk bir orospu yaratır'' telafuzunda zorlandığım aşkı rüyalarına kabus olarak üflememeyi öğrendim.Söz verilen sözler dışında yasaklanan olmanın kırmızısına boyanıyorum.Sıradanlaşmak için siyaha bulunduğum tekliflerin namusunu kaçırdım.Asıl kısmetin fırçasını kırıp rengini tahminlerimde tutmanın uyku aralarıma sıçrayan korkusunu bünyemde öldürmeye karar versemde ben ölüyorum ! 
Kanımda gezinen biri birilerinin intikamını namus bellemiş.Dalgın bir ilgiyle onu izlemekteyim.Ürküp,korkumu ellerimde tutarak gözlerinin ihanet kırmızısına çelme takıyorum.O artık sen...Kokusu ele veriyor seninle olan mesafesini.Bana dönenlerden biri sen, ona dönenlerden biri ben...Adımlarımız susuyor rengini aşka adayanların içinde..Biz, üç tekil şahıs ardından gelen ikili özgürlüğümüze kadeh kaldırıyorz...Fonda kırmızı sesinde mutluluk..
Aşkın çizgisini silerek geri dönüyorum kendime sana geldiğim yollar izlerimi emiyor..Artık yalanımmm ! 

Orflem Owoh

Sürünüyor bir ben..

Ellerime bulaşan sesler etinde kalan aşkların kokusuna sessiz inliyor.Kalbime sarılan acının aşkına dokunuyorum.Sertleşiyor parmakların,saçlarım çekiliyor.Kolunu kavradığım insan,dudaklarımı omuzunda bırakmanın hüznünü unuttum.Parçalanıyor anlar sen, o, ben..Dişleri arasında dolaşıyor dudaklar kelimeleriyle sevişmeden önce ıslaklığını tatmak istercesine.. Uyanmak üzereyken leşler,seri hareketler izliyor adımlarımı, duramıyorum.Suratımın çekingenliğine tokat vuran kelimelerimi duyanların mimik kaygısına ellerimin edepsizliği de dahil oluyor.Açık durmak için direnen gözler doyumsuzluğunu dişlerimi kitlercesine bedenime yapıştırıyor.

Artıyor sesler..

Soğuk bakışların nefretini sokak ışıkları dağıtamaz iken dudaklarımın acısını nefesin öpüyor.Kendime dokunuyorum,sana bağışladığım hazların gelirine iniyorum; gözler, nefessiz bedenler, duygulu aşklar..Karışıyor geçmiş.Geleceğimden geçmişime geçtiğim kaçıncı köprü bu sallantıda bedenim..Çığlıkların sarıyor ruhumu irkiliyorum parmaklarım içinde kıvrandığın sen çekemiyorum ellerimi ama sen sen de nereden çıktın?!

 Islaklığına dokunan son dudak izlerim olduğunu  bilmek kadar gerçekti sessizliğin ışıklarında kaybolan bedenim..

Orflem Owoh

Tam söyleyecektim !

Bilmediğin kadar bildiklerim var aslında adında.Bedenine sakladığın nefret, okuduğunda geçtiğin satırlarım kadar sert.Uyduruk iki çizgiyle ilerletirken hayatını bir çanta dolusu geçmişin omuzunu incitir taşıma.Çamaşır ipine astığın ıslak özgürlüğün buruşmuş kağıt sesleri çıkarıyor bu kadar oldu mu gideli !! Geçen saniyelerde beynimi siken bu korna seslerinden birinde bedenini yalayan biriyle tanıştım dizlerime kadar yalana battığımı söyleyen sen spermlerinde yüzdüğün herifinde yüzüne işemişsin ! Bedenini süzdüm giden sevgilinide biliyorum gelenide seni spermlerinde zevkten inleten ve ruhunu becerenide ! Ne çok şey bildiğini sanıyorsun derdin üstüne eklediğin cümlelerden kelime ayıklayamıyorum kimliğini deşifre etmemek adına.. Ama susamazdımda .. Anılarına vurduğun asma kilit ve zincir patladı .. Ruhumda huzur dolaşıyor kapıları açtığımda içinde bulunanın bu olduğunu zaten biliyordum.Bir iki konuşma ardından kahve telvesi yalayışında var senin ondan kaçtıklarında sığındığın heriflerin koltuk maceralarında. Damla düşmez bir kış gecesinde bacak arandaki gözyaşlarıyla ıslanmıştı yüzü resmetmiştim bunu hala durur bir yerlerimde orasında bir düğüm oluşuyor isminiz başharfinde sen ile ben iken konu nasılda o ve sen oldu bak ! Sürtünmüyor kelimelerimde ismin artık bedenin sürterken kadından bozma erkek türleriyle bir hikaye evde oturamayacak kadar sakallandın ! Yorulunca sığındığın,ağlayınca iç çektirdiğin,sorularının her birine soluksuz cevap veren adama adamsızlığını göstererek, bedenine kumaş elbiseler dikip ruhunu demirlemiş herifle sevişip tekrar o hayallere dalarak uyumayı sevecek kadarda keşfetmişsin özgünlüğü ! Bir plan yapılır üzerine ihtimal olarak sadece sen ve o dikilirdiniz bakışlarındaki rengin bedenine karışmasını çok anlamlı bulurduk bulutlar vardı sonra parmak ucunda dönerken sen bulut rengine karışırdı bakışları yumuşaklığını hissederdim.Şimdi nerde diye sorduğumda çantanın en kirli yerinde boşalttıklarının spermleri arasında nefes almaya mahkum olduğunu öğreniyorum ne zevk verici ! 

Sana biriktirdiğim herşey sustuklarımla birleşecek bir gün gördüklerim ve sakladıklarımda hikayenin hikaye olmadığı kısımda iğneleyecek düşünce balonlarını ! Artık geç .. Orospuluğuna sürülmüş bakirelik yapışkanlığını kaybetti dümbüklerinde spermleride yenileyemeyecek ! 


Açılmamış kutu ..

Orflem Owoh 
02.06.2010
22:00

Yaz

 Yıldızları çalmış güneş geceye utanmadan sevişmeyi öğretmek için. Tutuklu şuan. Kalbinden kayar gecenin vakti dolmadan aşkları az bulunur yıldızlar. Sen kahve kokusunda çekerken dudaklarını dişlerimin arasından giyinişinden ben utanırdım!
Ertesi günün ıslaklığında telaşla kapını çalıp bin bir kelimenin donuk bakışların arasında dudaklarımdan dökülüşüne hayretle gülerdim. Kırık ses tonuna bulaşan çocukluğummuş haklıydın. Hala büyüyemiyorum. Kayıp sokakların sararan güz yapraklarıyla dolu köşesinde kendimle büyümeye çalıştığım zaman dilimleri yuttuğum, terleten kelimelerle yok etti kendini. Henüz tatmadığım aşkların bitişinde ağlayıp, rüyalarında gülmeye çalıştım. Sırlarını paylaşanlara mutluluk vererek acılarını aldım. ‘’ Acılarınızla mutluyum’’ derken sizi savunabilir kıldığım için olduğunu anlayamamanızı da anlıyordum.
 Bazen daha geçmişten bir anahtarı şimdinin kilidini bozarken bulursun. Çocukluk aşkların harf bilmezliğin de sürünürken. Anla anıların çıplak kalbini sus ve dinle diyen bir çocuk kavrar elini sıkıdan sıkıya. Her defasında kendini tanıtır sana.
Uyumadığın sabahın gecesinde utangaç dokunuşların merakı sarsar bedeni… Çalmaz kapın… Küçükken olmaz dediklerini büyüdüğümde eksik gördüm hep. O yüzden yamalı durur olmamışların giysileri üzerimde! Çalmayan kapımdaki silüetin kararsız sesini hala unutmadım. Geçmişte unutmadığın birkaç şey söyle derler ya şimdileri kalıcı sanarak sende yaz istersen..
İlk gün yatagında saçların dağılmış anlamsız ve uykulu gözlerini ovalayarak bana bakıyor olmanı özledim..


Orflem Owoh

10 Aralık 2010 Cuma

...

Bedenim küçükken ruhum sığmazdı içine bir torba dolusu yalanım ve küfürüm vardı iki elimle omuzumun yukarısında sıkıca çekerek sürüttüğüm annem kapıda duyardı küfürlerimin uğultusunu, yalanlarımın gülüşlerini, agzımda patlayan avuç içiyle torbamı sokak kokan ayakkabılarımın yanına bırakıp girerdim içeri şimdi bedenim büyüdü büyümesine ama yine sığmıyor aşklarım hangi kadına gitsem dudağımda patlıyor avuç içi geçmişimi bırakıp giriyorum ruhuna ...
Orflem Owoh

15 Ekim 2010 Cuma

Çeviri

Bedenimi kiraladım.Bir barakadan ödünç aldıgımız hayallere kapıyı çarpmak üzere kiracımı beklemekteyim.Siyaha giden mavini son hırpalayışım olabilir. Sırtımı besledigin tırnak izlerine dokunamıyor olmanın acısıyla hala beklemekteyim.Nerde kaldı bu herif karın agrımı durduramıyorum.
‘’Kokumu yitirmekten korktum..’’Biletimi alıp kucagıma atladıgın günün gecesine işlenmişti.’’Ağlarsan eger ilk damlanla arınabilirim’’Yağmur altında bedenimizi soyduğumuz geceden cümle altı bir haykırıştı bu satır!
Nerden de geliyor aklıma kalın geçmişin gidişlerindeki anılar..
Nerdesin acaba? Küçülüyorum doğum gününde büyür sanıyordum insanlar dört duvar arasında hayallerimle büyüyemeyecek kadar küçülüyor bedenim ..
Tanımadığım eller arasında çıplak kalan varlıgım dudakları dolaşan bir fırtlık jointle küfürleri yıkasada,  ölü hücrelerimi damarımda yaşayanlar annem için toprak altına saklıyor.Derimin altında bir dünya var hadi gir sessizlik kadar derinlere gir…
Dokunsamda ismine dokunur gibi hayata efeligi üzerinde reflekslerle kırıyor bileklerimi..
Vazgeçtim !
Kaç bin parçaya bölünür kalp? Hangi olasılıklar dahilinde adını sayıklar ? Ne kadar sürer pişmanlık? Ne kadar dibe çekebilir paçalarından insanın ? Peki nerden buldu beni ? Soru kalıplarımı değiştirince yaşama baştan başlayabilir miyim ? Kimliğimin geçersiz oldugu yerlerde adım ne acaba diye düşündünüz mü hiç ? Kaç polisle ahbap oldunuz ya da kaçının masasında meze ? Zorlandınız mı hiç güneşe asılmakla ? Suçlandınız mı ya da gölgede uyumakla ? Ya da kaçınız sildi gülen adamın/kadının gözyaşlarını ? Bana beni anladığını söyleyenler hayatı ölçekleriyle yaşayıp iradeden söz edenler hanginiz akıl vermekten ileri gidip elimi tutacak kadar cesaretlendiniz ? Ben o eli küfürle itmeyi bekliyorum artık diye söylendiğimde bakışlarınızı küçültüp kendi hayatını maffediyor çokta ….
Kaçınızı daha taşıyabilirim ellerim doluyken ? Kaçınıza daha gülebilirim gözyaşlarımla batarken ?
Sayfaların masumiyetini bozuyorum ben gerçek hayatın hileleriyle ! Ölmeyi planlayan birilerini susturmayın artık isyan değil bunlar sorular. Sorularımı sorunlarıyla karıştıranlar hayatıma dil atar sadece.Sizede her gece ihtiyacım oluyor sonunda küfürlerle dövsenizde yarıladıgım hayatımı ,ölmedigim her saat kanatlarımla sevişiyorum.Umurumda değil varlıklarınız.Umurumda değil konuşuyor olmanız.Ben yolda denk geldigim herkese gülmeye devam ederken umurumda değil yaşattıklarınız…
Bir şarkı tutsam ıslıgımla mırıldansam köşe başında beni tanır mı damlayan gözlerin ?!

Orflem Owoh


5 Ekim 2010 Salı

Sessiz sevişen ezgiler..

Şehir topuzunda cevapsız kalan parmak izlerim,varlıgınla kesişen tek adımla ikiye bölünüyor.Aynaya ihtiyaç duymadan kendimi görüyor olmak gölgeme tepeden bakmamıda engelliyor.Bir başka beden ezgilerini duyumsamadan ruhuna sahip olan.Görmezden gelinen onca kelimeni umursadıgını sanarak altını çizmeden ayıltma çabasında kendimi unutuşuma doguyor güneş..
 Sen ibadetine karışan kadınla ıslanıyorsun, ben senin sessizliginde gözyaşlarımla..Bir adım ötemde paylaşıma sunulan doyumsuzluga bile nefesim yetmiyor.Yalınlıgımı yanılgılarına,yanılgılarımı yalnızlıklarına çeviren herkesten seni saklıyorum.
Bir tek ‘’O’’ !!  Sen, ben, o üçlemesine ihanet etmeden bir tek ona anlatıyorum her şeyi. Siyaha sürünen gökyüzü ellerimle yürüdügüm tabiatım oluyor.Sen gözlerine dogan güneşi bile onunla paylaşırken gölgende üşümenin keyfini ben çıkarıyorum.
 Sayısız kaç yoldan geçerek yalnızlıgımla kesişti ayakların kim bilir? Kim bilir kaçıncı ihanet, isyan, küfür bu dudaklarından dökülen ! Gözyaşlarına ayak üstü uğrayan gözlerin anlık karmaşıklıgını yok eden huzur…Kendime dönüş yolunu karıştırmış olmalıyım her hücrem adına kelepçeli.Kanayan bedenimin aglayan ruhu olabiliyordun zaman zaman.Bahanelerine isim,boşluklarına beden oluyordum.
Adlandırılan kimseler dokunuyordu onların uğramadıgı siyahların hüküm sürdügü köşelerine.Bazen reflekslerin bazense o buluyordu kaybolan seni.Ben yine sadece düşerken hayallerini uzatıyordum ruhuna..Sana dönüştükçe daralan odalarım intiharıma kapı aralıyordu sadece..Seni öldüremezdim…
Saçlarına dokunmak istedim.Tek yalvarış zamanın soluklandıgı dakikalara ait şehrin topuzu dagıldı. Islak, dagınık, uzun saçların kapladı silüetimi..Günler eskidi ruhumda bir fırçanın başarılı darbeleri gibi açılıyor gökyüzünün ışıltılı siyahı…


Orflem Owoh

19 Haziran 2010 Cumartesi

Dilimlenen dil heceleri..

*Artık gitmek farz olmuş düşünce ayrılıklarına ragmen göt yalayan cinsiyetsiz orospuların paylaşımlarına katlanamıyorum Umay gibi gölgesiz bir gidiş kaleminizle kalın orospusuz çocuklar !



*Gecenin köründe sanrlarımı okşayan azgın bir orospu var! O. O


*Cinsiyetsizliklerini,cinsiyetlerine bağlatıp cinnet geçiren ceninler geçmişin kafa tasında bulunan gramlık beyinlere ezber çevirtenlerden meydana gelen kimlik kaplatanlardı. O.O


*İlgisizligim artıyor size karşı odak noktam netleştikçe yamalı oldugunuz daha belli oluyor..Bence sökün kendinizi ! O.O

*Her birlikte olduğunu ismi soyismi altına alanları namaz kılarken gördüğümde sikini kaldırıp yere akıttıkları tükürügün boğazında kalması gerektiğini düşünmekten kendimi alamaz hale geldim takıntı bir velet olduğum sorgulanamaz bir yanılgı şurasıda doğru saygısızım müslüman toplum namaz kelimesini kendisine çekip yine kapatırsa adresimi bu defa saygısız olup camlarını kırmayacagım yemin ederim =)


*Hiçbirşeyimi beğenmek zorunda değildiniz ama beğendinz şimdi kalkıp bunu düzelt deme hakkınız yok ! O.O


*Ruhuma boşalan biri var döl kokusu şiddet içeriyor ! O.O



* Şekillenmiş cam parçasının suyu yudumlarken inlemesindeki sessizligi özlüyorum O.O




*Bir gün oldukça uzakta nefes alırken, adımlarıma karışan adını kimselere göstermemek için sustuğumu anlarsan, bu kareler onun tamtersi savunması için varolacak.. Orflem Owoh




*Bence senceye pedal çeviren metal kokulu çocukların terli elleriyiz biz bizim dışımızda kalan insanlarsa o ellerden utanan göt delikleri her türlü geçişe sürgün ! O.O




*Dudagım burkuldu gülemiyorum suratınıza O.O





*Ormanın en dip en pis yeriydin oysa düşüncelerime uğradığın günlerde unutarak adımladığın bende göremediklerin arasında buda saklıydı sanırım hiç bir zaman tozlu siyahı sevmedim ben sevmediklerime taparım bilirsin ...O.O





*Adım adım bitişini izlemek derin bir huzura ruhumda bayrak açıyor.. O.O





*Kimseye değil lafım sözüm .. Ama sensin işte be gerizekalı ! Birşeyleri yalatmak adına kalemini sürdüğün yerden çıkıyor kelimeler sonrada çok duygusalsın ayakları miğdem biraz daha bulanırsa kusarım sonra gittiğinin yanına.. O.O





 *Toz bulutu gökyüzünün tabiata bulanmış halisin mısır.. Kum tanelerinden efsane yarattılar yarattıkları her efsanede boyunlarını kaybettiler.Kumlarına en merhametli ananın sütünü gögüsünden içirmek için yaşıyorum .. O .O




Dil tebessümü ruhuma kökleyen.Görünüşte kutsal ucu sivri küçük kan camlar... Islak kumların ruhuma üflenmeye çalışması aynı güneşin altında nefes aldıklarını unutan insanların eriyen kar düşleri..Nehrin ortasındaki o göl kurudu artık adım izlerinizi bırakabilirsiniz O.O





*Yanaklarına süzülüp dudaklarında son bulmak için bu hissiyat ihalesi O.O





*Tanrı bana diyorki; ibnelerin kucağına oturup bacak arasındaki çocukları okşayarak keyf alırsan beni gerçekten hissedersin ben merkezli otoritende senin kafanı ezmem. Ona lanet edercesine fermuarını indirip kıllı bacaklarında sarkan o iğrenç görüntüsünün fotoğrafını çektiğimde kontrol sapığı diyerek cehennemden atmıştı beni şimdi tekrar çağrıyor yüzsüz piç ! O.O



*Aniden özgürleşen bedenimin tual üzerindeki taze boyasını düşünmüyorum artık. Suçlama yok,sessizlik yok,kurgu yok, yalnızca bitti..Not her gün nefessiz sevişmelerimiz benim için tecavüz gibiydi.. Sanırım en büyük çocuk dostça hesap açtı..O.O



*Hanginiz insansınız ki bana insan ol diyebiliyorsunuz ! Beyninize ağır gelen sözleri çenenizde nasıl taşıyorsunuz oda bir soru işareti ?? O.O




 *Eften puftan işlerle uğraşanlar etten kemikten ruha sahip olduklarına inanmaya başlamışlar ne diyorsunuz ? O.O




*İntihar buzlu cam ardındaki parmak izlerinden geçiyormuş bugün anladım. Ne kadar yıkarsan yıka geçmiyormuş kanların !! O.O




*Kabus eriten rejimin esir müzigi... Selamının ağırlığında yassı ısrarlar lehçesi gölgelenmiş aynaya napıyor ?! O.O






*Ayışığında orgazm olan bedenle o kokuya sahip ruhun toplum üzerindeki etkisi farkedilmeyecek türden değil... O.O




*Sen beyin sürtüğü düşünce paylaşımı adı altında akıl tortularını zorlayacak ezberler ediniyorsun unuttukça çalıyor basitliğini harmanlıyorsun!! O.O 




*Üzgün olmak isterdim ama bugünde unuttum seni sevmeyi .. O.O




*Özenti başlıklarda nefes alan benlikleri ne zaman boyuyacaksınız !! O.O






*Haksızlık üzerine dikilen gülümsemeleri yırttım bugün.. Yarına yarın diye bakan gözleri örttüm üzerine kimse bir katil olduğumu bilmiyor !!! Orflem Owoh ..






Kapanan yüzlere kapaklanan dizler düşürdüm.Üzerinden çok geçti kıçı kırık taburenin masama devrilerek efkarıma meze olduğu günlerden..Kalemime tüküren herkese teşekkür ederim ... Orflem Owoh..






*Kelimeler ağlıyor dudak aramda girmemek için bir bedene savaş veriyorlar adeta Orflem Owoh





*Gülen ruhlara vuruyorum aglıyorlar gözyaşlarını duvara sürtüyorum orgazm oluyorlar Orflem Owoh





*Kelimesizliğin boşaltımında harfler dogar sanıyorlar bilmiyorlarki dil sevişmeyi bilmediğinden öldürülür ! O.O




*Tanrılarınıza ilahiler okuyarak gebertiyorum yaşamlarınızı ! O.O





                            ORFLEM OWOH



25 Mayıs 2010 Salı

Elde edilme cesareti !

Dudaklarımda dolanan yalanlar var dilimi kramplara uğurlayıp yatak altımda sürünen.Gecenin tahmini yırtık düşlere siyah satarken basılmış kırmızı koynumdaydı saatin dip köşesinin lacivertinde üzülemedim bile ! Kopardığım tırnaklarım satır aralarına saklanan ruhların birleşmeye çabalamalarından. Sesi yüksek bir fahişenin parayı bastırıp kraliçe taçı almasına benzemiyor.Derinlemesine huzur kaybı var. O geliyor yine gölgelenmiş gözlerini bedenimde gezdiriyor. Ruhsuz diyorum onlarada anlamıyorlar.O zaten ruhmuş.. Ruhun ruhsuzluğunu ruhumu çıkardıklarında anlayacak beyinsizler ! Başım önüme düşüp bileklerimi kavrayan ellerini hissettiğimde nefesindeki ikna tonu bedenimi uyarmıyor adeta nefretimi cehennem kapısından kürek yollamaya gönderiyor.Kus lanet herif inleyeceğine kus !
Gitti..
''Sol elinizle tuttuğunuzu sağ elinizde becerin ! Etrafınızda uysallıkla toplanmış insanlara da söz hakkı verin '' dipnot olarak elimden düşen bir kağıtta yazıyormuş salak herif koşar adımlarla yakaladı beni ..
Ruhuma sızan bedensel insanlık dürtüleri var gülünç ve rahatsız edici.Ruhumu karıştırıyor git burdan adına ad karaladığım uzun zamandır yoktunn git şimdi.. Duygusal normların önceki belirtileri böyle değildi. ''Ne oluyor bana '' Tabi ki sormadım ...
Biri ya da öteki .. Öteki ya da diğeriyle yer değiştirdiğinde nefesimde kımıldayan altı çizili insanlar koyu renkte birbirlerini boğazlıyorlar ne güzel bir durum değil mi kırmızı kayıp hala ?!
Yeni yürümeyi öğrenen bezli çocuğa birde emeklemeyi öğretme çabasındayız söylesenize küfürlerinizin kaçı sevişme sırasında burun deliklerinizden solurken agız denilen o koca salyalı çenenizden dökülmüyor !
Kapımı kapatmıştım, yeniden açtım bu defada ses çokmuş..

Kapıyı aralık kitledim ... Huzurluyum ! 

Dipnot// Elimde olsa kollarımı sana sarardım diyen birinin ellerinden beklenilmeyen arzu.. .Neyse o anladı !






Toz bulutu gökyüzünün tabiata bulanmış halisin mısır.. Kum tanelerinden efsane yarattılar yarattıkları her efsanede boyunlarını kaybettiler.Kumlarına en merhametli ananın sütünü gögüsünden içirmek için yaşıyorum .. O .O


Orflem Owoh
25.05.2010
Zamansız.





http://www.facebook.com/note.php?note_id=119855078053600



8 Mayıs 2010 Cumartesi

‘G’eçmişin ‘G’izemli ‘G’ünleri…

Tırnaklarını bedeninden ayırmakta güçlük çektiğim sabahı çiziyorum saçmalık eserlerime..Gece karanlığından kalma yeşil duygular akıyor silik gölgemden..Son vermek için biriktirdiğim bütün hatırlar hatıralara tuzak kuruyor.Kesik parmaklar ayak bileklerinden erkeklik organına ulaşma çabasında..Donuk kanları gözyaşlarınla sulandırıp damarlarıma enjekte ediyorum.Bedensel hazlardan uzak bir düşü ankarada büyütürken uyanıyorum.Karanlık,kış soğuk düşlerle bedenimizi kaşıyor.Cümleler çene tekrarıyla düşüyor burunlarımızdan.Saç tellerin gitarıma yaslanıyor sonsuz bir melodiye vuruyor etlerim.Avucumdan dökülen parmakların topuğundan kulağına boşalmak üzere yalanları yalıyor.
’G’izli,’g’üzel,’g’ündüz,’g’izem.. çaldığım başharflerin kelimeleri dans ediyor zihnimde uzak durun benden ‘’ ‘g’eçmişin ‘g’izemli ‘g’ünleri ‘’ ben sadece gülümsemek için çaldım (g) başharflerinizi ..Gece bedenime musallat olan tırnaklardan kitap kitap aralarında ayrılmaya çabalamıyorum artık! Çaldığım harflerden aldığım emanet gülüşleri yırtıyorum dudaklarımdan.İstifa ediyorum palyaço duruluğundan.Sadece bir gün daha katlansam emekliye çıkacak adım.Koca adımlarım altında ezdiğim iri dudaklı kadınlara ihanet borcum kalmayacak…Zaman yeniden avuç içinden doğmaya başladı.Rüzgar sesini özgür kılıyorumm..
‘’Geçmiş her an değişiyor.Duyguların düşüncelerini esir aldığında geçmişten insanları tanımama yolunda gözlerini aralarsın.Geçmiş her an değişiyor.Yönsüz rüzgar okyanusları terkedip bedeninle sevişmeye başladığında.Kelimelerine boğulup bedeninden vazgeçtiğinde geçmiş hala değişyor olacak.. ‘’Yazılmış ülkelerin ütopik insanlarıyız.Boş dolu bir bardağı renklerimizle boyamaya kararlı !
Hızlanan yavaşlıyor..hızlanan duraksıyor..hızlanan son veriyor.. hızlanan hızlanıyor…
Kalemimden bir kalabalık eksikti yalnızlık çevrelemiyor ama kalabalğımda yok.Yaşam belirtisi görebilseydim ya hani bir iki damla aksaydı gözyaşlarım..Bedenim titreseydi veya gözlerinde yalanlarının sevişmeleri değilde aşkı görseydim…Tüm bunları dudaklarıma diktiğim yamalı tebessümler ilk defa suratımı böylesine benimserken yapamam.Üzgün olmakta isterdim ya hani insan gibi yalanda söyleyemiyorum ya senin gibi daha fazla karşımda kalmana gerek yok diyorum..
Sabitleşen bakışlarının dalgınlığında üretilen onca kelimeyle zihninde tekrarlanan o isme karşı neler verebileceğini bakışlarını sabitleştirerek tekrarla bir kez daha ! Verebileceğin ne olursa olsun hiçbir zaman sen olamayacaksın !
Aslında zamandı unuttuğum..Dün yüzün kapandı dünyaya..Dün kalemin kırıldı nefesinde..Dün kendine uğradın bir pencere kenarında..Dün sonsuzluk aktı kitabından..Dün sen ölümün geçmediği meyhanelerde içtin..Dün hayata sövenlerdendin.Dün kağır parçasına sümkürdün duyduklarını..Yarın kimseyede güvenmeyerek gülümseyenlerden olacaksın…Yarında nefes alacak zaferin bayrak diktiği tepeyi kutsal kılacaksın…Yarın hiç görmediğin bir yerde sevişeceksin…Sakladğım birinden saklanan zamanın saklambaç oyunları bunlar..


İnliyor girdiğim her kapı avuçları kanatırcasına… ‘G’ayet ‘g’üzel ‘g’ ülümsedin ‘g’izlenen 'g'üçlü 'g'erçek… (Gülümsüyorum benimsenen suratımla.. )

G._._._._._ (!)

Orflem OWOH 

Tanrılaşan Huzur

Tanrıya kemiklerden bir tutam et yaptım
Kokusunu çekti ruhani bedenine
''İnsan..Susmayı öğrenmeli'' dedi..
Parmakları kesik, avuç içinde göl vardı.
Derinliğinde kaybolunmayacak mavinin saçları uzundu.
Kabuslarına kemik dikili yaşamlar fısıldadı kulağıma
Karamsarlığını saçlarına doladığını itiraf etti.
Kağıtlardan suratlar boyamıştı.Şaşırdım!
Gördüm,ruhani bedene dokundum korkmadan..
Tırnaklarımı uzattım.
Öfkesini iliklemiş kural bozmayan beyfendiydi sanki !
Sayısız bacaklardan düğümler örülüyor
Saniye üzerine salise işlerken.
Kalemler dile geldi evren tabiatını reddetti
İnsanlık yarabandlarını çıkardı
Acı veren derilerinden korku yok artık !
Gözlerini merakında gizleyen güzler gördüm.
Soğuk, ağlarcasına titreşen üşüyor tanrı
Bensizliğimi gördüğünde agladı susmadı tanrı
Avuç içindeki göl boşalmaya başladı..
Parmaklarının üzerinde sarktığı tabanını gördüğümde
...



Orflem OWOH
31.03.2010

Seyrelti haykırış..

Ezber parmakların akıldan yoksul benlikleriyle yarışım engellendi.Yamulan dudaklarıma sallanan başlar susan gözler gerçeği saklarcasına mimiklerini kaybettiler.Çizgisel hayatın doğrusal varlığı kalemim satırlarıma ağlıyor.Teselli cümlelere sarılmadan daha çok akıtıyor...
Ruhum tırnaklarımı zorlayan soyutken bedenim somutlaşmayı red edecek kadar yüzeyselliğin altında ! Susmayı başaramayan dilimde kendini saklayan gözlerimi bastırmaktan parmak uçlarım acı çeker oldu.Sen susma !..

Bedenime geçirdiğim tırnaklarım...

Sisteme dayatılan akıllardan hücrelere kapatılan bedenlerden sıfatlaşmış basamaklardan adımı siliyorum..Yüzsüzlüğün yüzleri korunaklı hale getirmek için verdiği mimiklere karşı yanılgılarından doğru olanları sıfırladığı hala tartışma konusu! Bedenim kaybolmayan bir akım arıyorken ruhum köşe başlarını mesken tutmuş! 

Kollarda unutulan zaman dilimi duvarlarda idam edilmiş.Dakikalara boğulmuş yaşamlar..Saniye kaybında özlenmiş bedenler.. Saatlerce kurulan planlarda kaybetmiş kendini ! Kareler arası doldurma hikayeler rüyalarda yaşama hakkı dilenmiş.Bozukluklarınız beğenilmiyor sıfatınız kayık.Sınırlarını karşılıksız savunan bedenlere farkındalık kusmuş dudaklar..Gözlerin takip peşinde nefes verdikleri aşklar ölü bulunmuş ağlayan kalplere hayat öpücüğü ibne dudaklardan aktarılır olmuş..
Umursamaz beden odayı terketti.. Ruhumda gezinen o telaş hala nefes alıyor.. Ben.. ben...
Kulakları duymuyorum...
Gözleri görmüyorum..
Dudakları öpmüyorum..
Elleri tutmuyorum..
Ve artık ben...

Orflem OWOH
06.05.2010
08:08

Anne !

* Şimdi heryerde anne tavırlı insanlar dolanıyor. Ben baba kılıklı annelere aşık oldum, anne olmayı red edecek kadar ötekileştim.Sebebin sevimsizliğinde satır aralamaktan korkup kapı arkaların saklandım hep.. Anne tadında önüme sunulan kadınları öptüm.Dudakları yanağıma çarptığında ürpermedim anne.Kokunu bilmediğimden her kadında tanımadığım onca dokuda anne kokusu arayacak kadar annesizdim anne ! Sevgiler kalmıyormuş sevgide yokmuş aslında ..Dişlerimin dudaklarımı acıttı bir gündeyim mimiklerini incelediğim herkes bensizliğimde uyuyakalmış.Bugün varolmasını istemediğim bir gün .. Kadınım annemi soruyor bana annem sensin diyorum.. Bakışlarını kaçırıyor .. Ahh annemm..
* Çakıl taşıydı dizimi acıtan ama onlardan kaçıyordum ‘’piç’’ diye kovalıyorlar beni dar sokaklarda .. Anne babamı terkedip giderken beni düşün(medin) ! Sussamda seni yaşattığım şeylerde beni büyütmeni sevsemde onlar bana tokat atarcasına piç diyorlar .. Bu daha çok acıtıyor sana anne derken içimdeki nefretin sıcak dokunuşları sarıyor bedenimi sol gözümün ağrısı geçiyor.Sen yoksun ve yarın anneler günü ben sokağa çıkamam babamın elini tutamam ki o anne değil karşıdan karşıya geçerken parmaklarımı sıkıyor acıtıyor canımı baba ne yapıyorsun dediğimde acele etmeliyiz diyor.Sürekli kovalanıyoruz anne!
* Dört duvar arasında sensiz geçirmek adınla başlayan günü.. Duvarlarıma çizdiğim hayat dolu hayali sözlerin.. Kulağımda kalan sesinden canlandırmaya çalıştıklarım bugün 4ncü senem annem hala tek kelime etmeden susuyorsun ben hırsız değilim, ben katil değilim, ben o büyütemediğin çocuğunum !!
* Yarın mutlu olduğum ailemle pikniğe gideceğiz.Anneler gününde annemi öperek uyandıracağım sonra kocaman sarılıp yanında uykuya devam edeceğim.. 


Anneler günü.. 

Orflem OWOH
09.05.2010
00:30